Diriliş: Ertuğrul – 3. Sezon 66. Bölüm İncelemesi

Pazartesi, Kasım 28, 2016

Diriliş, Diriliş 65. Bölüm, Diriliş 65. Bölüm inceleme, Diriliş 66. Bölüm, Dizi, Dizi Yorumları, Ertuğrul,
Cahil Okur’dan herkese selamlar…

Geç kalan bir bölüm yorumlaması ile karşınızdayım.  Yeni bölümümüze İbnü’l Arabi’nin “Beyin mahareti belanın sağdan mı soldan mı yaklaştığını bilmekten geçer” öğüdüyle başladık. Tam bu sahne de Ertuğrul’un bir Simon’a bir Ural Bey’e bakışı ise oldukça güzel bir ayrıntıydı. Lakin bu sefer bela iki taraftan birden gelmekte ne yazık ki…

Bölümde ilk dikkat çeken nokta Ertuğrul’un Söğüt hakkında yaptığı açıklamaydı bana göre. Osmanlı Devleti’nin temellerinin atıldığı Söğüt’ün öneminden bahseden Ertuğrul’un gelecek bölümlerde burayı alma adına yapacağı hamleleri izlememiz mümkün olabilecek gibi.

Ancak konuyla ilgili konuştuğum bazı arkadaşlarım dizinin oralara kadar sürmeyeceğini ifade ediyor. Şimdilik bilemiyorum ama umarım devam eder.

Diriliş, Diriliş 65. Bölüm, Diriliş 65. Bölüm inceleme, Diriliş 66. Bölüm, Dizi, Dizi Yorumları, Ertuğrul,

Turgut Alp hakkındaki tahminim doğru çıktığını görmek güzel. Kendisinin obaya ihanet edeceğini zaten hiç düşünmemiştim. Lakin bu sefer Ertuğrul olmadan oyun kurması ise Turgut Alp karakterinin etkinliğinin giderek artabileceğinin bir göstergesi.

Diriliş, Diriliş 65. Bölüm, Diriliş 65. Bölüm inceleme, Diriliş 66. Bölüm, Dizi, Dizi Yorumları, Ertuğrul,

Turgut’un Maria ile olan çekişmeleri ise izlemeye değer. Maria, Turgut’a oyun kurarken, Turgut zaten Maria’ya oyun oynamakta. Bu bağlamda Simon içinde çember giderek daralmakta ki Ertuğrul’un onun işini sezon sonuna kadar görmeyeceğini düşünüyorum.

Bu arada Bamsı’nın Turgut’un hain olmadığını öğrendiği sahnedeki haline bayıldım. Gerçekten bu adamın bu tip davranışları diziyi farklı bir boyuta geçiriyor bence. O epik tarzdan kopup daha karmaşık ve bizden hale gelen bir dizi oluyor bir anda.

Diriliş, Diriliş 65. Bölüm, Diriliş 65. Bölüm inceleme, Diriliş 66. Bölüm, Dizi, Dizi Yorumları, Ertuğrul,

Bu bölümde değinilmesi gereken bir diğer nokta ise sanırım Aslıhan’ın Ertuğrul’a olan duyguları. Şu aşk işini bir sokmasınız şu işlere süper olacak gerçekten. Bu durum dizinini bayan izleyicileri için olduğu o kadar aşikar ki. Şu var kİ bu kadar Hak yolunda olan insanların bu kadar ahlaka mugayit işler düşünmesini anlamıyorum. “Muhteşem Yüzyıl” tadı alıyorum konu ne zaman kadın-erkek ilişkileri olsa.

Son olarak Sadettin Köpek yine sahnede. Beklediğim buydu ama şunu da söylemeden edemeyeceğim muhakkak ki yine paçayı sıyıracaktır. Gelecek bölüm fragmanı da bunun sinyallerini veriyor zaten.

Diriliş, Diriliş 65. Bölüm, Diriliş 65. Bölüm inceleme, Diriliş 66. Bölüm, Dizi, Dizi Yorumları, Ertuğrul,

Son olarak gelelim dizinin hatalarına… Ne yazık ki bu kadar güzel bir dizi, birçok tarihsel hatayla dolu. Aynı zamanda sinematografi hataları da mevcut. İşte onlardan biri; Simon’un mektup yazarken kalemin kağıda değmiyor oluşu acaba sadece benim mi dikkatimi çekti. Diğer bir konu ise mürekkebin o denli hızlı kuruması o devir için mümkün değilken Simon hemen mektubu mühürledi ki bence bu da dikkatli izleyiciler ile dalga geçmekten başka bir şey değil.

Diriliş, Diriliş 65. Bölüm, Diriliş 65. Bölüm inceleme, Diriliş 66. Bölüm, Dizi, Dizi Yorumları, Ertuğrul,

Bir diğer hata ise zaten Güzdüz’ün ölümü. Kayı ve Candar Beyliği kadınlarının saldırıya uğradığı sahneyi gördünüz. Normalde Osman Bey’in kardeşi olan Güzndüz'ün zaten ilk çocuk olarak doğması bir hatayken şimdi de öldürdüler küçük yaşta. Hoş belli değil henüz daha ama büyük ihtimal öldü. Nasıl öldüğünü de anlamazsak da bu da bir hata olarak karşımıza dikilmiş durumda.


Şimdilik bu kadar haftaya görüşmek dileğiyle…. 

Diriliş: Ertuğrul – 3. Sezon 65. Bölüm İncelemesi

Perşembe, Kasım 17, 2016

Dizi, Dizi Yorumları, Diriliş, Ertuğrul, Diriliş 65. Bölüm, Diriliş 65. Bölüm inceleme, Diriliş 66. Bölüm
Cahil Okur’dan herkese selamlar…

Yeni yayın dönemine gireli fazlaca bir zaman olmadan geçtiğimiz sezon aklımda olan lakin bir türlü yapamadığım bir Türk Dizisi’nin incelemesini sizlerle paylaşmak istiyorum. İzlediğim ender Türk dizilerinden biri olan Diriliş Ertuğrul dizisi ile karınızdayım.

Diziyi ne kadar takip ettiğinizi bilmiyorum lakin ben oldukça beğeniyorum. 3. sezon ile birlikte oyunculuklar noktasında bazı hoşlanmadığım konular olsa da yine de severek takip ettiğim dizilerden biri olmaya devam ediyor Diriliş dizisi.

Dizi, Dizi Yorumları, Diriliş, Ertuğrul, Diriliş 65. Bölüm, Diriliş 65. Bölüm inceleme, Diriliş 66. Bölüm
Lafı uzatmadan hemen az önce sonlanan 65. Bölüm ile ilgili incelememi sizlerle paylaşmaya başlayayım. Beklediğim gibi Candar Bey ile Ertuğrul arasında ticari bir ortaklık oluştu. Bu noktada her ikisi de anlaşmanın altındaki gizli nedeni bilseler de şimdilik sessiz kalma kararındalar. Lakin Candar Bey’in oğlu Ural Bey ve Çolpan Hatun bu ittifakı bozmak adına ellerinden geleni yapacaklarına eminim.

Diğer taraftan Simon’un Alaeddin’in adamını bulma çabaları zekice bir oyun ile alt edildi. Belediğim gibi Kurt postunun altından Doğan Alp çıktı. Lakin Doğan’ın görevi noktasında halen bir ipucu bulunmuyor. Daha büyük bir sebep için şimdilik obadan uzak kaldığına eminim. Bu sürenin artması Halime Sultan ile Balçiçek’i daha birçok defa karşı karşıya getirebilir.

İzleyenlerinizin dikkatini çekti mi bilmiyorum lakin Turgut Alp’in bu değişimi de bana oyun gibi geliyor. Yaralanması ardından Ertuğrul Bey, Simon’un yakınında bir adamının olmasının iyi olacağını belirterek kendisini handa bırakmıştı. Ertuğrul Bey ile Turgut Alp arasında gizli bir bilgi alışverişi gelecek bölümlerde ortaya çıkabilir. Bunu 66. Bölüm fragmanında gösterilen Turgut Alp ile Bamsı arasındaki kavga görüntülerine rağmen söylüyorum. Sadece ikisinin bildiği bir durum olduğundan eminim bile diyebilirim.

Bu sezon diziye girmiş ve benim favorilerimden biri olan Haçaturyan Usta’ya gelirsek; kendisi sonunda altını buldu. O dönemde gerçekten Anadolu’da böylesi bir altın arama durumu var mıydı bilmiyorum. Lakin onca uğraş sonrası bulunan bu altın yatağı obayı refaha kavuşturma adına ciddi bir adım olacaktır.
Dizi, Dizi Yorumları, Diriliş, Ertuğrul, Diriliş 65. Bölüm, Diriliş 65. Bölüm inceleme, Diriliş 66. Bölüm

Bu sezon favorilerimden bir diğeri olan Aliyar Bey’e de dikkat çekmekte fayda var. Gerçekten de isminin anlamı gibi ulu bir kimse olduğunu geçtiğimiz bölümlerde kanıtlayan bir karakter. Hz. Ali’yi kendisine rehber seçtiğini kaftanından ve taşıdığı Zülfikar benzeri kılıç ve kamadan anlamak mümkün. İlerleyen bölümlerde Ertuğrul’u da vazifelendiren o meşhur ihtiyarlar tarafından görevlendirilmiş bir kimse çıkma durumu yüksek. Artuk Bey gibi obasından vazgeçip Ertuğrul Bey’e de katılabilir.


Genel anlamda 65. bölüm oldukça güzel ve heyecanlıydı. İlerleyen bölümlerde daha fazla Alpleri izleyeceğimizden eminim. Glecek hafta yayınlanacak 66. Bölüm ile ilgili olarak şunu söyleyebilirim, işler genel anlamda Ertuğrul’un istediği gibi  ilerleyecektir. Yaşanan kavgalar ve o ağır lafların (fragman bazında konuşuyorum bunları) sadece Simon Efendi’yi kandırmak için olduğuna eminim.


66. Bölüm Fragmanı



53: KİTAP YORUMU : Gölge Şehir - Bayan Peregrine'in Tuhaf Çocukları Serisi 2

Pazartesi, Kasım 14, 2016
Kitabın Adı: Gölge Şehir - Bayan Peregrine'in Tuhaf Çocukları Serisi 2
Yazar: Ransom Riggs
Baskı Tarihi: Nisan 2016
Sayfa Sayısı: 440
ISBN: 9786053755456
Orijinal Adı: Hollow City
Çeviri: Aslı Dağlı
Yayınevi: İthaki Yayınları
Kitabın Türü: Roman, Fantastik, Edebiyat

KİTAP HAKKINDA


Bayan Peregrine'in Tuhaf Çocukları'nın Macerası Gölge Şehir'de Devam Ediyor!

3 Eylül 1940.

On tuhaf çocuk, ölümcül canavarlardan oluşan bir ordudan kaçıyor. Ve onlara Yardım edebilecek tek kişi var, o da bir kuşun bedenine hapsolmuş durumda.

Bayan Peregrine'in Tuhaf Çocukları'nda başlayan olağanüstü yolculuk, Jacob Portman ve arkadaşlarının, dünyanın tuhaf başkenti olan Londra'ya yaptıkları yolculukla devam ediyor. Orada, müdireleri Bayan Peregrine'e yardım etmenin bir yolunu arayan tuhaf çocukları, savaş yüzünden yaralanmış bu şehrin karanlık köşelerinde korkutucu sürprizler bekliyor. Serinin ikinci kitabı Gölge Şehir de merak uyandıran eski fotoğraflarla heyecan verici bir hikâyeyi bir araya getiren, eşsiz bir kitap. Gölge Şehir'e yapılacak bu yolculukta siz de yerinizi ayırın!

“Gergin, duygusal ve tuhaf mı tuhaf. Fotoğraflar ve metin birbirini tamamlayarak unutulmaz bir hikaye yaratıyor.”

– John Green, Aynı Yıldızın Altında'nın çoksatan yazarı

“Tuhafın tadını almışları heyecanlandıracak bir macera…”

– Kirkus Reviews

“İlk kitabın hayranları, bu kitabın içindeki ganimetlere bayılacak.”

– School Library Journal

“Güçlü bir devam kitabı, ilki kadar sürükleyici ve bağımlılık yaratıcı.”

– Hypable

KİTAP YORUMU


Cahil Okur’dan herkese selamlar…

Çok çok uzun bir zaman sonra yeniden buralara dönmüş bulunuyorum. Buralardan kopmak istemiyorum ama kimseye de bu konuda söz vermeyeceğim. İnşallah her şey istediğim gibi gider ve içerik yayınlamaya devam ederim.

  1. İçerik Yorumu
“Bayan Peregrine’in Tuhaf Çocukları” serisinin 3. kitabı yayınlanmışken ben henüz daha 2. kitabı okuyabilmiş durumdayım.  İlk kitaba göre biraz daha heyecanın üst seviyede olduğu bir kitaptı diyebilirim.

Öncelikli olarak olayların akışı ilk kitaba nazaran daha tahmin edilemez ve sürükleyiciydi. Birçok yerde olayları takip ederken “İşte bundan sonra da bu olacak?” gibi çıkarımlar yapsam da genelde ters köşeye yattığım itirafında bulunmam lazım. Bu anlamda hepinizin hoşlanacağı bir kitap olacağından eminim.

Sevgili kahramanımızın bu kitapta artık “tuhaflar”ın dünyasına daha da alıştığını ve olaylar karşısında o ilk kitaptaki şaşkınlığını geride bıraktığını görüyoruz. “Gölge Şehir”e yapılan yolculuk esnasında çok fazla mesafe alınması ve bu yollarda karşılaşılan “tuhaf” ve tuhaf olmayan kişi sayısının fazlalığı bazen sizi yorsa da akıcılık her zaman tam deminde seyrediyor.

İçerik anlamında kötü veya eksik olarak nitelendirilebilecek pek fazla bir şey olmamakla birlikte sadece “geçit”ler nedeniyle bazen zaman ve mekanı çözmekte sıkıntı yaşayabileceğinizi ifade etmekte fayda var.

Son olarak da küçük bir ön bilgi vereyim size; bildiğiniz gibi ilk kitabımızda Bayan Peregrine kuş suretine hapsolmuştu. Bu olayın gizemi çözüldüğünde gerçekten çok şaşıracak ve aklınızda yepyeni sorular oluşacak.

İçerik Puanım 5 üzerinden 4,5

  1. Yazım Dili Yorumu

İlk kitabın yorumunda bu konuda ne yazdıysam aynen geçerlidir. Ransom Riggs’in yazımı ve  Aslı Dağlı’nın çevirisini oldukça beğendim. Her ikisine de teşekkür etmek lazım.

Yazım Dile Puanım 5 üzerinden 4

  1. Yapısal Yorum

İthaki Gölge Şehir’de de kalitesini göstermiş. Baskı kalitesi ve kitabın yapısal özellikleri oldukça iyi. Kitabı uzun süre arabada taşımam ve farklı nedenlerle biraz yıpratmış olsam da bana dayanabildiğini ve hala ayakta olduğunu söyleyebilirim.
Sadece kapak resminde neden bu kızın kullanıldığını anlayamadım. Hikayede oldukça küçük bir yeri var.

Yapısal Durum Puanım 5 üzerinden 4,5

SEÇTİĞİM SÖZLER


"Nasılsın?" diye sordu.
Bu sorunun yanıtını verebilmek için lise düzeyinde matematik bilmek ve tartışmak için de en az bir saat gerekliydi. (Sayfa 49)

Konu hayattaki büyük şeyler olduğunda tesadüf diye bir şey yoktur. Her şeyin bir sebebi vardır.Burada olmanın bir sebebi var ve o, başarısız olup ölmek değil. (Sayfa 51)

Ne kadar garip diye düşündüm, nasıl oluyordu da hayallerimizle kabuslarımızı aynı anda yaşamayı beceriyorduk? (Sayfa 160)

Ne kadar garip diye düşündüm, nasıl oluyordu da hayallerimizle kabuslarımızı aynı anda yaşamayı beceriyorduk? (Sayfa 160)

Onlar geçmişe ait ve ne şekilde müdahale edersek edelim geçmiş daima kendisini onarır. (Sayfa 308)


Ağlamak işleri nasıl daha iyi yapmazsa, gülmek de daha kötü yapmayacaktı. (Sayfa 331)


SERİNİN DİĞER KİTAPLARI



Blogger tarafından desteklenmektedir.